•  WORK   •  ABOUT •  CONTACT                                  
ARDIŞIK PASAJLAR (pavillion brut)

2020 / Competition / Istanbul, Turkey

Design : Selçuk Kişmir

cultural / installation / pavillion / public
___________________________

TR


Betonun bir yapı malzemesi olarak yolculuğu M.Ö. 6000’li yıllara, Ortadoğu coğrafyasına değin uzanır. Modern versiyonlarından farklı da olsa öncü örnekleri, özellikle Romalıların geniş hakimiyetleri döneminde önemli bir yapım şekline evrilmiştir. İmparatorluğun alamet-i farikası sayılabilecek ileri altyapı ve yapım faaliyetlerinde kilit bir rol oynamıştır. 

Bugün, çimento ve betonu kadim bir malzeme ve yapım tekniği olarak nitelemek yanlış olmayacaktır. Dünya ve kentler tarihine paralel, türlü halleri ile dönüşmüş ve çeşitlenmiştir. Özellikle 20. Yüzyıl boyunca Le Corbusier, Louis Kahn, Frank Lloyd Wright gibi öncü mimarların ilgisi ve üretimi ile çok çeşitli ve rafine örnekler etkisi günümüze dek uzanacak bir zenginlik yaratmıştır. Corbusier’nin bir nevi icadı olan ‘beton brut’ kavramıyla da tanıştığımız modern dönem, betonun ekonomik ve pratik bir yapım malzemesi olmaktan öte sunabileceği alternatif estetiğin ve geniş mekansal özgürlüğün de tekrar keşfedildiği dönem olmuştur.

Yarışmanın işaret ettiği temel, özellikle kendi coğrafyamızda sağlıksız ve aşırı kentleşme ile sesteş kullanılır hale gelmiş ‘betonlaşma’ halini konu edinmek noktasında ilgi çekici ve önemli görülmüştür. Çimento ve beton üretimi ile yaygın kullanımının, faydaları yanında çeşitli problemleri de beraberinde getirdiği bir gerçektir. Bu problemler güncel küresel krizlerimizin önemli bir kaç başlığına işaret eder ve bu başlıklar halihazırda önemli araştırmalar ile teknolojik gelişmelerin de konusudur. Bunlarla ilişkili iklimsel etki ve sürdürülebilirlik noktasında betonun içeriği ile ilgili yapılmış başarılı keşif ve araştımaların tanıtılması ve dijital tasarım-üretim süreçleri ile sınırları genişlemiş çeşitliliğinin tatbik ve sergilenmesi noktasında önerilecek tasarım bir fırsat olarak görülmüştür. Malzemenin, hem öneri pavyonun ana aktörü olarak fiziki sergisi, hem de gerçekçi ve geniş bir yaklaşımla dönüşüm ve gelişimine dair potansiyelinin sunulacak içerik ile kamuya aktarımı böylelikle hedeflenen kullanıcı ve kamusal mekan ilişkisi önerisinin çerçevesini oluşturmuştur.



Mimari Kurgu

Çimento ve betonun farklı yoğunluklarının, yalın haliyle birlikteliği ve kentsel harekete eşliği öneri pavyon tasarımının belirleyici hedefidir. Bu çerçevede pavyon, tekil bir kurucu birimin farklılaşarak yaratacağı sürekli yüzeyler ve bu dizilerin kompozisyonuyla ortaya çıkacak bir mekansallığın izinden gider.

Betonun akışkan bir yapı malzemesi olarak sunduğu geometrik ve hacimsel potansiyelin organik bir silüette tezahürü ve ziyaretçilerin genelde rijitlik ile özdeşleşmiş bu malzemenin alternatif formlarını deneyimleyebilmesi hedeflenmiştir. Farklı senaryolara izin verecek bir esneklik akılda tutularak, mekansal kompozisyonun kentliler için denizden, kıyıdan ya da mekanın tam içinden sunacağı  perspektif ve algıların çeşitliliği ve değişken olmasına çalışılmıştır. Ziyaretçilerin, betonun çağdaş tekniklerle ne derece rafine ve presizyonlu yüzey ve mekanları yaratabileceğine tanık olmaları arzulanmıştır. Öte yandan Boğaz panaromasına eklemlenecek önerinin ilgi çekici bir silüet ve mekansal anlatı yaratması önemli görülmüştür. Öneri alan, vapur terasları aracılığıyla standart yaya ölçeği dışında vistaları da mümkün kılmaktadır. Dolayısyla öneri tasarımın çok yönlü ve heykelsi bir formda sunabileceği estetik önemsenmiştir.

Tasarıma altlık teşkil eden iskele meydanları, yoğun kentsel hareketin sahneleridir. Özellikle vapur hareket ve yanaşma saatleri noktasal olarak iskele yapılarını birer odak haline getirir. Kıyılar bu bölgelerde rekreatif amaçla kullanılmanın ötesinde, birer hareket odağı şeklinde var olurlar. Öneride; iskele meydanlarındaki yoğun yaya hareket akslarının arasına nüfuz edecek bir mekansallığın gerçekleşmesine çalışılmıştır.

Öneri pavyon, yoğun ve sürekli harekete bir kentsel aktivite mekanı ve kent mobilyası olarak eklemlenirken, mekana dair hareketi dur-keşfet-terket ritmindense önerilen geçit mekanlar yoluyla günlük kentsel sirkülasyonun devamı şeklinde deneyimlenebilecek kesintisiz bir ilişki olarak yorumlar.

Mimari ve strüktürel kurgunun kurucu ögesi, eş dereceli bir yay ekseninde yükselen eğrisel beton duvarlardır. 220cm’lik bu duvar parçalarının birer yüzeyi potansiyel sergi işlevine dönük olarak süreklilik arz eder. Diğer yüzey ise oturma birimi olarak işlev verecek şekilde hacim kazanır. Bu zemine yakın hareket, aynı zamanda statik olarak ağırlık merkezini de tanımlayarak bir kaide olarak çalışacaktır.

Alt birimler tek başına mukavim elemanlar olarak kurgulanmıştır. Böylece sayı ve organizasyonları çeşitlenebilir şekilde yan yana eklemlenerek sürekli yüzeyler tanımlarlar. Düşey donatılı beton elemanlar, üzerlerinde betonun daha hafif başka bir formu olarak Cam Elyaf Katkılı Beton (GFRC) üst örtüyü taşırlar. Bu üst örtü, iki yönde saçaklanarak hem oturma hem sergi yüzeyi için bir iklimsel koruma, ışık kontrolü ve mekansal tanım teşkil eder. Hafif ve organik bir elipsoid geometri olarak tanımlı üst örtüler, genel organizasyonda birbirleri üzerinde geçişerek geçit-mekanları tanımlar ve plastik etkiyi pekiştirir. Bu noktada aynı kalıpların farklı yüksekliklerde alt birimler türetmesiyle bir çeşitliliğin ortaya çıkması düşünülmüştür. Böylece, farklı yüksekliklerdeki sürekli yüzeylerin üst örtüleri birbirleriyle plan düzleminde kesişebilecektir. Bu kesişimler spesifik olarak önerilen organizasyon ya da alternatif hallerde tanımlanacak mekanlar için bütünleşik bir üst örtüyü de mümkün kılacaktır. Düşey beton elemanlar ile GFRC üst parça birbirleriyle sürekli bir geometride bütünleşir. Bu ara kesit, üst parçanın düşey beton eleman kesitindeki boşluklara oturması ve donatı çubuğuyla kilitlenmesi şeklinde önerilmiştir.